Pazartesi, Ekim 13

Diyabetik retinopati nedir ve göz sağlığını nasıl etkiler?

Diyabet vücutta birçok organı olumsuz yönde etkileyebilir. Şeker hastalığından en çok etkilenen organlardan biri de gözlerdir. Kan şekerinin uzun süre yüksek kalması gözler zarar görebilir. Diyabet kontrol altına alınmadığında gözün ışığı algılayan kısmı olan retinada hasara neden olabilir. Şekerden etkilenen göz sağlığına “diyabetik retinopati” denir. Bu noktada diyabet ile göz sağlığı arasındaki ilişki en çok araştırılan konuların başında geliyor.

Diyabetik retinopati nedir ve göz sağlığını nasıl etkiler?

Diyabetik retinopati, diyabetin neden olduğu en yaygın göz sorunlarından biridir. Bu hastalık yetişkinlerde ciddi görme kaybına yol açabilen bir durumdur. Kontrolsüz diyabet vücutta birçok damarı olumsuz etkileyerek göz damarlarını doğrudan etkiler. Yüksek kan şekeri seviyeleri, gözün ışığı algılayan ve görmeyi sağlayan katmanındaki küçük damarlar olan retinaya zarar verir. Bunun sonucunda göz damarlarının içindeki kan sızabilir ve retinada ödeme neden olabilir. Bu, bulanıklığa ve görme kaybına neden olabilir.

Hastalığın ilerlemesi, retina yüzeyinde yeni damarların anormal şekilde gelişmesine neden olabilir. Bu yeni damarlar çok kırılgan bir yapıya sahip oldukları için kolaylıkla kanayabilir ve göz içinde kanamaya neden olabilirler. Diyabetin süresi uzadıkça diyabetik retinopati gelişme riski de artar. Bu durum sıklıkla her iki gözü de etkiler. Hastalık erken teşhis edilmezse görme kaybı kalıcı hale gelebilir. Bu nedenle düzenli göz kontrolleri, kan şekeri takibi ve gerekli önlemlerin alınması bu hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması açısından oldukça önemlidir.

Diyabetik retinopatinin dört aşaması vardır ve bunlar şu şekilde açıklanmaktadır:

1. Hafif retinopati

Hastalığın en erken aşamasıdır. Retinadaki küçük damarların duvarlarında küçük kabarcıklar veya mikroanevrizmalar oluşmaya başlar.

2. Orta retinopatiler

Hastalık ilerledikçe retinayı besleyen bazı damarlarda tıkanma meydana gelir.

3. Şiddetli retinopati

Bu aşamada tıkalı damarların sayısı artar. Bu nedenle retinada yeterince beslenemeyen alanlar oluşabilir. Retina yeterince beslenemediği için yeni damarlar oluşmaya başlar.

4. Proliferatif retinopati

En ileri evre olan bu dönem, retinanın gönderdiği sinyaller sonucu anormal damarların oluştuğu dönemdir. Bu damarlar çok hassas olduğundan kolaylıkla kanayabilir. Bazen retinanın yüzeyinde, bazen de gözün şeffaf jel kısmında büyür. Damarlarda kanama meydana geldiğinde ciddi görme kaybı meydana gelebilir.

Diyabetik retinopati başlangıçta sıklıkla fark edilmeyebilir. Hastalık ilerledikçe ortaya çıkan retinopatinin belirtileri şu şekildedir:

Bulanık veya değişken görüş
Gece görüşünde zorluk
Görüş alanında karanlık veya boş noktalar
ani görme kaybı
Gözlerde küçük yüzen noktalar veya noktalar (yüzen cisimler)

Bu semptomları fark ettiğinizde derhal bir göz doktoruna başvurmanız, hastalığın ilerlemesini önlemek için çok önemlidir. Diyabetik retinopatinin erken teşhis edilmesi çok önemlidir.

Hastalığın durumuna ve şiddetine göre farklı tedavi yöntemleri uygulanır. Bu tedavi biçimleri aşağıdakiler olabilir:

  • Gözde yeni anormal damarlar oluşmuşsa veya sıvı sızıntısı meydana gelmişse göze bir ilaç enjekte edilebilir.
  • Makula ödemi nedeniyle görme kaybı meydana gelmişse damarlardaki sıvı kaybını ve anormal damar oluşumunu azaltmak için lazer tedavisi uygulanır.
  • Hastalık ilerleyip proliferatif aşamaya ulaşırsa anormal damarlarda oluşan kanamayı ve bağ dokusunu çıkarmak için ameliyat gerekebilir.
  • Şeker hastalığına bağlı olarak katarakt gelişmesi durumunda katarakt ameliyatı yapılır.

Diyabete bağlı tüm göz hastalıklarında kan şekerinin kontrol altında tutulması çok önemlidir. Dengeli bir kan şekeri seviyesinin korunması genel sağlığı iyileştirir ve aynı zamanda retinopati ve diğer göz problemlerinin gelişimini de yavaşlatır.

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir