Çarşamba, Kasım 26

Demografik kriz yaklaşıyor! Uzmanlar korkutan tabloyu açıkladı: Edirne’yi 10 yılda bir kaybediyoruz!

Türkiye’de doğurganlık hızı giderek düşerken, Türkiye’de son TÜİK verilerine göre bu değer 1,48’e düştü. Uzmanlar bu duruma karşı her fırsatta önlem alınması gerektiğini söylerken; Türkiye Üreme Sağlığı ve Kısırlık Derneği (TSRM) tarafından düzenlenen 13. Üreme Sağlığı ve Kısırlık Kongresi’nde, çok istemesine rağmen çocuk sahibi olamayan ailelere kısırlığın nedenleri ve çözüm önerileri masaya yatırıldı.

GENÇLERE ‘ERKEN EVLENME’ DAVETİ

Türkiye gazetesinde yer alan habere göre; Türk Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr Ali Sami Gürbüz gençlere “erken evlenmeye” çağrıda bulundu.

Günümüzün sosyoekonomik koşulları nedeniyle gençlerin evlenmeden önce kariyer sahibi olmak gibi kriterleri, evlenenlerin ise çocuk sahibi olmadan veya seyahat etmeden önce ev veya araba sahibi olmak gibi kriterleri ön planda tuttuğunu hatırlatalım. Gürbüz, şöyle konuştu: “Kısırlık hem erkek hem de kadın için bir sorundur. Yaş ilerledikçe hem kadınların hem de erkeklerin çocuk sahibi olma şansı azalmaya başlar. 25 yaşında sağlıklı bir kadının anne olma şansı aylık yüzde 25-30 iken, 35 yaşında bu oran yüzde 15’e düşüyor. 25 yaşında düşük yapma riski yüzde 10 iken 35 yaşında bu oran yüzde 20’ye çıkıyor. 35 yaşında erkeğin baba olması hâlâ yüksek ama DNA hasarının oranı artabilir. Günümüzde insanlar 15-20 yıl öncesine göre daha geç evleniyor. Bu da çocuk sahibi olma şansını azaltıyor.

İNFERTİLİTENİN GENETİK BİR GEÇMİŞİ VARDIR

Türk Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) Başkanı Prof. Dr. Barış Ata, tıbbın bugün geldiği noktada, bir çocuğun ileride çocuk sahibi olup olamayacağının daha doğar doğmaz belirlenebileceğini söyledi. Kısırlığa işaret eden 10’a yakın genin tespit edildiğini belirten Prof. Ülkemizde akraba evlilikleri çok yaygın.”

Demografik kriz yaklaşıyor! Uzmanlar korkutan tabloyu açıkladı: Edirne'yi 10 yılda bir kaybediyoruz! 2

HER 10 YILDA BİR EDİRNE’DE KAYBEDİYORUZ

Toplumların nüfuslarının sabit kalabilmesi için doğurganlık oranının en az 2,1 olması gerekir. Yani sağlıklı nüfus artışı için bir kadının en az 2,1 çocuk doğurması bekleniyor. Ancak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de doğurganlık oranı hızla düşüyor. TÜİK’in son verilerine göre Türkiye’de bu rakam 1,48’e düştü. 2015 yılında bir yılda canlı doğum sayısı 1 milyon 336 bin 908 iken, 2023 yılında ilk kez bir milyonun altına düşerek 958 bin 408 oldu. 2024 yılında ise 937 bin 559’a geriledi. Bu da Edirne ilinin nüfusunun yaklaşık bir kısmının 10 yılda azaldığını gösteriyor.

Evet gençler erken evlenmeli.

%14
(163 yaşında)

Hayır, gençler kariyerlerine öncelik vermeli.

%20,4
(237 yıl)

Devletin doğurganlık sorunlarına verdiği desteği artırması gerekiyor.

%65,5
(761 yıl)

“YUMURTA DONDURMA KRİTERLERİ DAHA BASİT OLMALI”

Günümüz yaşam koşulları ve çevresel faktörler nedeniyle kadınlarda yumurta rezervlerinin genç yaşta hızla azalmaya başladığını ve bunun kısırlık oranlarının artmasında önemli bir etken olduğunu vurgulayan Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. 20’li yaş ile 40’lı yaşlarındaki kadın aynı şey değil. 42 yaşındaki bir kadının eve canlı bebek getirebilmesi için 33 yumurta dondurması gerekirken, 32 yaşındaki bir kadının 15 yumurta dondurması yeterli. Türkiye’de yumurta dondurma izni bazı özel kriterlere göre veriliyor ancak bugün doğurganlığın korunması için bu kriterlerin kolaylaştırılması gerekiyor” dedi.

“Doğurganlık Kontrolü Yapalım”

Türk Üreme Sağlığı ve Kısırlık Derneği (TSRM) Genel Sekreteri Prof. Dr., birçok çiftin çocuk sahibi olmayı ertelediğini ve üreme sağlığı konusunda bilgilerinin olmadığını söyledi. Dr. Yaprak Üstün, evlilik erteleme kararından önce çiftlerin çocuk sahibi olup olmayacaklarını kontrol etmeleri gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Üstün şöyle açıklıyor: “Hem kadına hem de erkeğe bunu ölçebilen testler var. Yumurtalık rezervi taraması, sperm sayımı, kalite ölçümü gibi… Çiftler çocuk sahibi olmayı ertelemeye karar vermeden önce mutlaka doktora gitmeli ve ne kadar zamanları olduğunu öğrenmeli. Doktor bekleyebilir diyorsa çocuk sahibi olmak istediklerinde çok geç olmaz.”

İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ÖZEL BİR BRANŞ OLMALIDIR

Tıptaki teknolojik gelişmelerle birlikte kısırlık tedavileri ve tüp bebek uygulamalarının da hızla geliştiğini vurgulayan Prof. Dr. Barış Ata, şöyle konuştu: “Bu bağlamda üreme endokrinolojisi ve kısırlık alanı, modern tıbbın en hızlı gelişen, en bilimsel yenilikleri üreten ve multidisipliner iş birliğini en fazla gerektiren dallarından biri olarak öne çıkıyor. Hormonal, genetik, metabolik, cerrahi ve laboratuvar becerileri, jinekoloji temel eğitimi ve kadın doğum uzmanlaşmasından çok daha ileri düzeyde gerekiyor” bağımsız bir şube olarak kabul edilmiştir. Ülkemizde yardımcı üreme teknolojileri eğitimi sadece 6 ay süren sertifika ile verilmektedir. Türkiye tüp bebek uygulamalarında küresel başarıya sahip bir ülke olmasına rağmen bu alanda bir alt dal yapısının eksikliği hem klinik hizmetlerde hem de akademik üretimde hissedilmektedir. Bu kongrede ayrıca üreme endokrinolojisi ve infertilite alanının bir alt dal haline gelmesi için atılması gereken temel adımlar da tartışıldı.”

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir