Her 100 kişiden biri, tedavisi mümkün olan ve toplum tarafından fark edilmeyen “duyarsızlaşma bozukluğu” adlı psikolojik sorundan muzdaripken, bu hastalığın sevmeyi imkansız hale getirdiği de kanıtlandı. Bu hastalığı tıbbi açıdan bilen doktor sayısı çok az olduğu için hastalara yanlış teşhis konulmaktadır. Bu nedenle bu hastalığa yakalanan kişiler, teşhis konulmamak için hayatları boyunca mücadele etmek zorunda kalıyor.
TIP FAKÜLTESİNDE AÇIKLANMIYOR
Depersonalizasyon bozukluğu olan bir hekim, aile hekimliği eğitimi sırasında veya tıp fakültesinde duyarsızlaşma bozukluğunun açıklanmadığını belirtmiştir. Hastalarından en az ikisine yanlış teşhis koyduğunu iddia eden doktor, meslektaşlarının çoğunun kendisini duyduğuna inanmadığını söyledi.
TEŞHİS VE TEDAVİ SORUNLARI
Bu hastalığın doktor tarafından tam olarak anlaşılamaması nedeniyle teşhis sorunları yaşanmakta ve maalesef tedaviye erişim kapısı da açılmamaktadır.
Duyarsızlaşma bozukluğuyla mücadele eden Sarah adlı hasta, Londra’nın güneyindeki uzman bir klinikte tedavi görmeye karar verdikten sonra sürecin nasıl olduğunu anlatıyor.
“Düzenli olarak panik atak geçiriyordum. Çok ama çok korkuyordum. Krizdeydim” dedi.
DERSALİZASYON BOZUKLUĞU ERGENLİK DÖNEMİNDE BAŞLIYOR
Duyarsızlaşma Bozukluğu olarak bilinen sevmeyi imkânsız hale getiren hastalığın ergenlik döneminde başladığı tespit edildi. Duyarsızlaşma Bozuklukları Servisi’nden bir doktor olan Dr. Elaine Hunter, çocukların ya da gençlerin uzaklaştırılmasıyla ilgili endişelerini şöyle dile getirerek, durumu şöyle özetledi: “15 yaşındaki çocuğunu bize getirenlerin dehşete düştüğünü görmekten üzüntü duyuyoruz ama yapabileceğimiz fazla bir şey yok. “
Hunter, hastalarından birinin bu rahatsızlığa 13 yaşında başladığını, iki yıl boyunca evden çıkamadığını, günde 10’dan fazla panik atak yaşadığını anlattı. Hunter, hastanın başlangıçta anne ve babasını tanıyamadığını da belirterek, araştırma sonucunda 18 yaş altı hastaların tanı ve sonuçlarının belirleneceğini umduklarını ifade etti.
TEDAVİ SONRASI RUH SAĞLIĞINDA BÜYÜK FARK OLUŞTU
Bir tür bilişsel davranışçı tedavi yöntemi geliştiren Hunter, tıp profesyonellerinin bu konuda eğitilmesi gerektiğini savundu. Hunter’ın hastalarından biri olan satış müdürü Sarah Ashley, tedaviden sonra ruh sağlığında büyük bir fark gördüğünü söyledi ve şunları söyledi:
“İlk başta ellerime ve vücudumun diğer bölgelerine baktı ama onu tanıyamadım. Aynaya baktığımda sanki başka birinin yüzüne bakıyormuşum gibi hissettim. Artık yemek yiyemiyordum, uyuyamıyordum. , eğer biraz duyarsızlaşma varsa, bunu hızla atlatabilirim.”
DEPERSONALLEŞME BOZUKLUĞU NEDİR?
“Depersonalizasyon” ve “derealizasyon” olarak da adlandırılan depersonalizasyon bozukluğunda kişi kendine yabancılaşır, bedenine uzaktan bakıyormuş hissine kapılır ve gerçeklik duygusunu kaybeder.
Bu olgu aslında akut kaygı ve travma anlarında gerçekliğin üstünü örten bir tür savunma mekanizmasıdır. Bağımlılık yapan maddelerin kullanımından sonra da ortaya çıkabilir. (BBC)